30 Aralık 2011 Cuma

Okur-Yazar sonra çölde gezer

      Kitapçılar, kitap kapakları, Bestseller listeleri; tanrım milyon kitabım var okumadığım hala daha gidip kitap alıyorum. Bir arkadaşımı aramışlığım vardır; '' Ya okumadığım kaç kitap var evde, hala gidip yenisini alıyorum, sence psikolojim mi bozuk?'' Yok sonra fark ettim o da aynısını yapıyor. Kitap bir hastalık bence ama zararsız hatta bu virüs çoğu hastalığa iyi geliyor daha da etkilisi neyse buraya ne yazacağımı bilemedim. Fakat gel gelelim   işin doğrusuna; bazı kitaplar insanın içini bayıyor örnek; İzmir'in Büyücüleri yazarını görürsem iki çift lafım var. Arka kapak insanı öyle etkiliyor ki, dışında da gerçekten büyücü tipli bi hanım teyze var, insan Allah'ım bu kitabı okumalıyım diye yanıp tutuşuyor, tutuşmaz olaydım. Galiba hata bende öylesine girip bakınıyorum kitapçıya sonra aaaaa bu çok güzel kesin ya almalıyım diyorum. Ya bi etrafına bak millet iki saat açıyor, okuyor...Tövbe sonra bir de onlara laf sokuyorum '' bunlar kitaba para vermemek için gelip burada okuyor''...
        Uzun lafın kısası bundan sonra kadim bir dostum var onun tavsiyeleriyle kitap alacağım. Tabi hayran olduğum yazarların kitapları dışında. Hay gözünü sevdiğim Tess Gerritsen, Ahmet Ümit, Maeve Binchy, David Safier, Ayşe Kulin, Khaled Hosseini.... Bilmiyorum ama son zamanlarda arap yazarlarına karşı bir sevgi oluştu yüreciğimde... Kendimden çok şey buluyorum onların yazdıklarında. Henüz polisiye türünde yazan bir arap yazar keşfedemedim ama genel anlamda bayılarak okuduğum birkaç yazar var...






29 Aralık 2011 Perşembe

Yakışıklı Vampir, Country Music ve acı çeken genç kız

Twilight serisini izleyen her genç kız; Allah'ım şu Bella zillisine bak, çiroz gibi ama yakışıklı vampirler, kas bombası kurt adamlar nasıl savaşıyor onun için diye içinden bir cümleler silsilesi geçirmiştir. Ben dün gece bir dertlendim gençler, açtım fonda Dolly Parton'u ağladım kaderime.


Niye vampirler, kurt adamlar benim için dövüşmüyor diye kendi kendimi yedim. sonra tabi bir silkelendim kendime geldim hemen fona açtım Serdar Ortaç feat Tan benim gibi olmayacak. ; şarkı sözleri tam olarak beni anlatıyordu;


Baharda serseriye sevmesi kolay 
Gönlünü kışlara mahkum tutsa 
Tüm yıldızlar adına çıksa 
Tanrı yazsa kaderin olsa 
Benim gibi olmayacak 
Belki sevgilin olacak 
Yalandan mutlu gibi yapacaksın 
Sabahları uyanınca 
Gözlerinde hep beni bulacaksın 
Kalbin hep yarım kalacak 
Aradığım nedir diye soracaksın 
Benim gibi olmayacak 
İnanma 
Benim gibi olmayacak 
Sonu bendim 


Sonra Allah Allah dedim... kaderime ağladım gençler. yalandan mutlu gibi yapıyorum bende cümleyi devrik ve yanlış kurmuş Serdar kardeş ama olsun...

28 Aralık 2011 Çarşamba

''Bütün Satıcı Dostlara'' hitaben

     Ey güzel insanoğlu, şaka şaka... bugün çok kızgınım. aslında bu benim genel tavrım. Bazı insanlar hayatınızın içine eder ama siz onlardan yine de vazgeçemezsiniz. Tıpkı size delicesine aşık olan adamı görmezden gelip angutun tekine aşık oluşunuz gibi. Dost denildiği zaman benim aklıma Zeynep gelir. Lise yıllarında çoğu zaman didiştiğim, hatta 3 hafta falan küs kalmışızdır '' ne salakça'', geriye kalan zamanlarda ise birlikte gülmekten yerlere yattığım güzel insan. yalan yok; ben dedikodu yaparım arkadaş. Kim yapmaz ki diye hayıflanmayacağım. kim yaparsa yapsın ya da yapmasın umurumda değil. Ben sadece sevdiğim insanın beni bunaltan, çekemediğim, tiksindiğim hareketlerini çevremdeki yakın insanlara anlatırım. Hatta onlarında benimle aynı fikirde olmalarını isterim. Bazı insanlar kendi kusurlarını görmezler, bende bu insanlar listesine dahilim. Üniversite boyunca mükemmel olduğunu düşündüğüm bir insanın, ki gerçekten öyle görünüyordu dışarıdan; herkesi seven iyilik meleği rolündeydi yani, alında psikolojik sorunları olan bir şizofren olduğunu düşünüyorum şu anda. Tanrım!!
     Ahh lise, yılları, ne kadar masumduk. şimdi öyle mi? tabii ki hayır... Bu insanları gördükçe iki tane yapıştırıp yapılı saçlarını yolmak istiyorum aha içimdeki şeytan kendini gösterdi. 
     Ayrıca başkalarının sözlerine bakıp sizi kendine düşman sayan asalak insanlar var, bunlar; kendi fikirlerini dışa vuramayan, ruhu bozuk, çişe bile arkadaş sözüyle giden  klasik salak kız tipidir. 
     Neyse, bugün çok dedikodu yaptım galiba.
     Esenlikle kalın, saygılar....

21 Aralık 2011 Çarşamba

eğlenmeli mi yoksa sıkıntıdan ölmeli mi?

       Geçen yıl kardeşime: Biraz kitap oku, başka konularda fikrin olsun, ufkun genişlesin dedim. Bana başkalarının hikayelerini okumanın çok saçma olduğunu söyledi. Neyse sustum. Sonra; bak bari daha kaliteli filmler izle, Recep İvedik sana ne katıyor ki diye sordum. allah için abla gel beraber izleyelim dedi... çok güldüm, eğlendim...onunla vakit geçirmek güzeldi. Nedir Allah sen o Nuri Bilge Ceylan filmleri başı sonu yok, sorsan sanat filmi ödül aldı. Yeminliyim bundan sonra sanatsal hiçbir film izlemeyeceğim. Yoksa bende bilirim bahçeye çıkıp sallanan ağaç dallarından düşen yaprakları çekmeyi bir saat, araya bizim Hediye Ablayı koyarım. Öyle geçer sessizce, arada döner bakar amaçsızca kameraya. Oldu bitti. Hayır ben salak saçma filmler harika sanatsal filmler iğrenç diye savunmuyorum. fakat edindiğim tecrübeler sonucunda anladım ki sinema için vereceğim en az on iki TL'yi kesinlikle bir sanat filmine harcamam yazık günah beeee.

20 Aralık 2011 Salı

Bükülmeyen güce kola merhaba





              Ne kadar kötü...içinde biriktiriyorsun bazı şeyleri ve hiç sesini çıkaramıyorsun. yıllar önce, aslında o kadarda uzun bir zaman değil, dedem beni karşısına almış ve ola ki üniversitede sana sorarlarsa sakın Alevi olduğunu kimseye söyleme demişti. ayrım yapmadım ben hiç insanlara karşı, Sünni komşularımız annemin benimle gönderdiği helvayı çöpe atsalar bile onları anlayışla karşıladım. çoğu zaman kapanan kızlara çok kızdım fakat aynı çoğunlukta kapalı arkadaşlarım vardı. içimde tuttum çoğu insanın gözümün içine baka baka beş para etmez ön yargılarını savuruşlarını. kimi zamansa sadece bir türkü dolandım dilime... vazgeçtim Cemevini anlatmaktan. Neden saz eşliğinde semah dönerek ibadet ettiğimizi açıklamaktan... hepsinden vazgeçtim. Tek bir şeyi asla geride bırakamam; özgürlüğü nicedir savunan insanların benim inandığım bir şeye atıp tutmalarını... Zihin bulanıklığına gerek yok. yine de herkese Merhaba...

19 Aralık 2011 Pazartesi

Ve Orhan Baba fanları


Nasıl demişti Orhan Baba bir şarkısında hatasız kul olmaz, hatamla sev beni.. ne büyük istek... kim kimi affedebilir eğer çok büyük yalan söyleyip hayatınızın içine ettiyse? Sizi en büyük heveslerinizle yarı yolda bırakıp hadi lan çok büyük neyse burada bu kelimeyi kullanmayayım en iyisi ama siz anladınız. o yüzden ben insanları hatasıyla sevemiyorum. değil mi ki ruhu bozuk insanların, herkes dünya bakırköy hastanesiymiş gibi tavırlar içinde. yani inanın ben normalim demiyorum sadece... düşünüyorum ben mi çok kuşkucuyum yoksa çevremdeki insanlar mı boktan? o zaman aklıma yine Orhan Baba'dan bir şarkı geliyor Batsın Bu Dünya! Helal beeeeee.. tüm duygularımın dışa vurumusun.

16 Aralık 2011 Cuma

ilk satırlar

şimdi koşmaktan bahsediyorum hep insanlara, onlarsa bakıyorlar umarsızca. ne yazık. aslında koşmuyorum, ağır ağır ilerliyorum ama koşuyormuş gibi yapıyorum. ne komik. bir evin basamaklarına oturup sıcak bir şeyler içerek güzel bir manzara izlemek istiyorum...