30 Kasım 2012 Cuma

Hepimizin içinde kötülük var

Neden mi?
Dün Kayıp Şehri izlerken,
Kendine masum diyen, namusu için yaşayan bir ailenin her bir ferdinin içindeki kötülüğü görünce midem bulandı.
Tamam belki benimde karşıma ilk etapta Aysel formatında bir bayan çıksa çekinirim ama Meryem'in yaptığı gibi suratına kapı çarpar mıyım?
Eee madem öyle niye kapısına çıkıp kahve istiyorsun?
İrfan'a gelince la sen nası bi bebesin demek istiyorum.
Sahip çıkamayacaksan hiç höt höt hareketler yapmayacaksın, ümit vermeyeceksin.
Hele İsmail..
Allah'ım bir insan bu kadar mı kıl kuyruk olur.
Tövbe yareppim!!!
Yemin ediyorum mal bebe.
Yemin ediyorum komşum olsalar sıraya dizip hepsini tokatlardım.
He anam bi siz temizli namuslu iyisiniz.

26 Kasım 2012 Pazartesi

Bob Marley sorunsalı

          Bilmiyorum ama bana kalırsa yakında annemin söylediği sözlerin bile sonuna Bob Marley ismini yazıp ünlü sözler sayfalarına ekleyebilirler. En son twitter da bir arkadaşım şöyle yazmış ;
Babam"Derslerinden 5getirirsen sana bisiklet alacağım"derdi.Sırf bu yüzden 4getirdiğim derslerim oldu.Çünkü babamın parası yoktu.B.Marley
Merak ediyorum Karneye beş getirme muhabbeti ve karne hediyesinin bisiklet olması evrensel mi yoksa Bob Marley ölmedi de Türkiye de bir sahil kasabasına mı yerleşti??
           

23 Kasım 2012 Cuma

Aşığım, Aşıksın, Aşıklar


Ben, sevgili bloggerlar, hayatımda 3 kez delicesine âşık oldum… Birincisi lisede görür görmez aşık olduğum, bana göre dünyanın en yakışıklısı, çevremdekilere göre ise epeyce tipsiz genç ergen; Bay Soytarı. İkincisi üniversitede çok sevdiğim, uğrunda köpek gibi uluyarak ağladığım Bay Her Boku Bilen. Üçüncüsü ise kadınlarla pek ilgilenmeyen çok yakışıklı Bay Lady Gaga’nın Alejandrosu…
Bu üç kişi hayatımda çok önemli değişiklikler yaptılar diyemeyeceğim ne yazık ki. Lise yıllarımda Bay Soytarı yüzünden 20 dakikalık yolumu 1 saat uzatırdım. Ne utanç verici. Üniversite de bir yılım Bay Her Boku Bilen yüzünden çok acılı geçti. Gurur yapayım derken, aptalca şebeklikler içine girdim. Beni sevdiğini söyleyip ölesiye ağzıma etti Allah’ın cezası. Biri yüzünden diğer yakışıklı İtalyanları göz ardı ettim. Ne acı verici Tanrım.
Sonuç olarak, 24 yaşının son demlerinde, herhangi bir sevgili adayı olmayan biri olarak yalnızlar kulübünden hepinize saygılarımı sunuyorumJ

22 Kasım 2012 Perşembe

neydim ne oldum

Dans etmeyi sevdiğimi söylemiş miydim?
Küçükken salonun kapısını kapatır mala bağlarcasına dans ederdim.
Sonra kapı birden açılır, babam içine şeytan kaçmış kızını görür ve sessizce sırıtırdı.
Bende açılan kapının şokuyla ne yapacağımı şaşırır kaderime söverdim.
Sanki elinde bıçağıyla görgü tanığına rastlamış zanlı gibi paniklerdim
Lan alt tarafı dans ediyorum.
Allah için yıllar boyunca gizli gizli ettiğim bu danslar sayesinde çok kıvrak oldum kız.
Ki lisede en yakın arkadaşım da Sibel Can'ın en ince hali olduğundan dans kariyerime devam ettim
Beraber mezdekenin bir şarkısını açar (Her Türk kızının vazgeçilmezi) çeşitli figürlerle dans ederdik.
Sonra benim İtalya maceram boyunca herkesin gözdesi olmamda kaçınılmazdı. 
Alkışlarla ortaya alınmak ve aaaaa süper naralarını duymak beni mutlu ederdi.
Ama şuanda hımbıllaşan vücudumla eski şaşalı günlerimi geride bıraktım.
Yakında Hürriyetin " Neydiler ne oldular" başlıklı fotoğraf silsileli haberlerine kapak olabilirim 

19 Kasım 2012 Pazartesi

Şuanda

Kaymaklı ekmek kadayıfı istiyor canım, evet sabahım tamda bu saatinde.
Öyle ki görsem, çölde suya rastlayan bahtsız bedeviler gibi sevinirim...

15 Kasım 2012 Perşembe

Ohh no!!!

Vodafone'nun kafasını yaşamak istiyorum...
Gece 4'te bana mesaj atmışlar: Sayın bla bla aylık konuşma hakkınızın %80'ini kullandınız.
Sağol canım, ben gece 4 te çok severim böyle mesajlar almayı.
Çıt çıksa, uyurken kalkıp kolbastı yapabilecek bünyeye sahip olan bana bu mesaj çok iyi geldi.
Thank you!!!

14 Kasım 2012 Çarşamba

Tanrım sen sporculara yardımcı ol!!

Dün uzun araştırmalarımız sonucunda gitmeye karar verdiğimiz spor salonuna gittik.
Anam gitmez olaydık.
Neden mi?
Bendeniz hayatı boyunca spor yapmamış bir zatım.
Sadece bir ara dans kursuna gitmiştim. Vücudum hamlık derecesini anlamış olmalısınız.
Veee dün hocanın bacak ve kalça çalıştırma günüymüş.
Bizler ne kadar kötü olabilir diye düşünürken fonda Shakira Rabiosa çalmaya başlayınca üstüne bir de hoca haydi tempo hanımlar diye çığlık atınca boku yediğimizin farkına vardık.
Bundan sonrası ise kıçımızdan akan terler, bittikten sonra inilemeyen ve aynı şekilde çıkılamayan merdivenler.
Bugün ise yataktan çıkarken Allah beni bildiği gibi yapsın cümleleri.
Üstüne mal ben, bugün topuklu ayakkabı giydim evet bunu yaptım.
Ama ben bu bacak ve kalça hareketlerini yapmaya devam edersem ohhh süper fit olurum kızlarrrr

12 Kasım 2012 Pazartesi

Cesaret mi delilik mi???

Venedikten bir arkadaşımın arkadaşı "Sira" geçen hafta bendeydi...
Çok tatlı bir kız, iyi kalpli demem daha doğru galiba...
Hafta içi geldiği için gezilerinde ben ona eşlik edemedim.
Ama maşallah kızımız her yeri bulmuş, öyle ki Ulus Anadolu Medeniyetler Müzesi, Kale olmak üzere her yeri karış karış gezmiş. O gün öyle bir yağmur yağıyordu ki ben dedim hayatta bu kız çıkıp gezmez..
Yok anam çıkmış bir güzel gezmiş ve eve dönmüş..
Kalede Amerikalı bir çocukla tanışmış, oturup çay may içmişler.
Dönerken bindiği taksinin şoförü de bir güzel asılmış, bir şeyler içelim demiş...
Allah'ım bizim saftirik Sira'da adresimize kadar vermiş...Dedim canım olmadı benim nüfus kayıt örneğimi de çıkarttırıp verseydin yani..
Neyse; ertesi gün Anıtkabir'e gitti, orada bir ton ağlamış...
Mozoleye çiçek bırakan minik öğrencileri görünce dayanamamış...
Ki ertesi gün olan gün benim doğum günüm oluyor..
İş yerindekiler bana beğendiğim saati almışlar.. Casio retro...
Küçük dipnottan sonra kaldığımız yerden devam edelim;
Beraber baya dolaştık sonra eve döndük.
Ev arkadaşım bana pasta almış minnoşummm...
Birkaç arkadaş daha geldi, pastayı kestik hediyelerimi açtım hepsini çok sevdim..
Özellikle bir arkadaşım bir demet gül almış kendisi hem cinsim yani bir erkek değil...
Yalnızlığı görmüş olsa gerek.
Bu güller beni çok mutlu etti.
Saatler baya ilerleyip biz hafif bulduktan sonra dışarı çıktık..
Ehh Sira ertesi gün Kapadokyaya gideceğin için ona bir Ankara akşamı yaşatalım dedik..
Korkmayın kızı pavyona falan götürmedik.
İstese hemen karşı binada var bir kaç pavyon...
Ama kız tırsmasın, hazır Türkiye'ye aşık olmuş, aşkı nefrete dönüşmesin diye Retrox'a götürdük..
Oturduk, bir şeyler söyledik içmek için...
Problem burada başladı;
Çapraz masamızda oturan bir grup oğlan çocuğu dönüp dönüp bize bakmaya başladı.
Allah'ım ama öyle böyle bakma değil..
Öyle ki kendi arkadaşlarından biri bile " Abi kafanız mı güzel bakmayın artık" diye uyardı arkadaşlarını.
İçlerinden biri bir cesaret döndü bizim Sira'yla İspanyolca konuşmaya başladı..
Sira'da anlıyor ki İspanyolca-İtalyanca birbirlerine çok benziyorlar. Ben bile anladım çoğu şeyi...
Çocuk sonra döndü benim bi arkadaşa siz Türk müsünüz diye sordu.
Ben de dalga geçerek onlar Türk ben Erzincanlıyım dedim. 
Arkadaşlarım gülmeye başladı çünkü ben her şeyde araya Erzincan'ı katarım.
Kızlar Erzincan'dan nefret bile etmiş olabilirler.
Çocuk demesin mi aaa ben askerliğim Erzincan'da yaptığım Ankara'dan daha güzel diye!!!
Biz tabi kahkahalarla gülmeye başladık. Çocuk baya baya yazdı sonrasında.
Bunlar iki dakika sonra ayaklandılar;
Biz Cafe Bien'e gidiyoruz isterseniz siz de gelin diye sordular biz de hadi canım kolay gelsin dedik.
Çocuklar baya iyiydi ama sorun abaza olmalarıydı!
Cehalet geçici öküzlük baki derlerdi inanmazdım doğruymuş.

Benim asıl takıldığım nokta Sira...
Bu kız hangi cesaretle hiç dilini bilmediği bir ülkeye çıkıp geliyor?
İngilizcesi de yarım yamalak..
Onu bunu bırakın kız couchsurfing de bulduğu evlerde de kalıyor. Hay maşallah,
ben olsam korkudan altıma etmekten gece uyuyamam ki...
Allah hepimize deli cesareti versin inşallah

8 Kasım 2012 Perşembe

Bugün

Doğmuşum ben, fakat çoğu Türk insanına olduğu gibi nüfus cüzdanıma Ocak 1 yazılmış...
Bilenler ikisini de kutluyor...
Şuanda evde İtalyan bir arkadaşım var..
Ev arkadaşım Rus dili ve edebiyatı okuduğundan rusça bilir e bi de İngilizcesi çok iyi olan zamanında kangurular diyarında yaşamış bir arkadaşım da gelmişti dün bize.
Ev Birleşik Milletler için yapılan toplantılar gibi....
Dün bi arkadaşım daha bende kaldı odam savaş alanı gibi....
Biri bana yardım etsin...
Doğum günüm ya çok mutluyum

7 Kasım 2012 Çarşamba

Ne giysem

Actung!!
Yazsam da inanmayın, Almanca bilgim bunla sınırlı;
dün Berlin Kaplanı'nı izledim...
Ata Demirer harika canlandırmış gurbetçi türkü
dün izlerken aniden ev arkadaşıma; Lazca ile gurbetçi Türkçesi arasında çok ince bir çizgi var dedim...
Koptu...
Ama gerçekten öyle değil mi???
Zorlarsam ben de Almanca konuşurum, dile yeteneğim var ( totosu kalkmış insanım ben ya)

*****Ne giysem başlığına gelirsek....
          Sabah kalktığımda tuvalet faslı dahil olmak üzere 20 dk ne giyicem diye düşünüyorum öyle ki dolabın önüne yer sofrası kurucam yemek yerken bir yandan da dolaba bakıcam ne giyebilirim diye karar vermek için...
          Akşamdan hazırlayayım desem cık olmaz ben çalışkan görünen üşengeçlerdenim...

5 Kasım 2012 Pazartesi

Evet, evet

Hani bazı insanlar vardır,
Böyle tutup saçını başını yolmak istersiniz!!
Gözümün içine içine bakıp, hiçbir şey söylemeden geçen insanlar....
Ki ben her zaman merhaba apla, günaydım bacım diyerekten selam veririm(saygıda kusur etmem yani)
İşte bu insanlar tam da saçı yolunup suratına tükürülecek türdeler...
Allah'ım pandaların yerine lütfen bunlar nesli tükensin!!
Dinimiz amin

Allahım allahım

Şuanda önümde koca bir kavanoz nutella var yesem mi yemesem mi çok kararsızım,
ben yiyip yiyip kilo almayan kızlardan değilim,
ama tatlıya ihtiyacım var evet bu bir ihtiyaç...

4 Kasım 2012 Pazar

Relax, take it easy...

Fonda bu müzikle deliler gibi dans ediyorum...
Dinledikçe tüm insanlara sarılıp, Çiçek Çocukları gibi barışşş diye bağırasım bile var yani, böyle bir garibim bugün


2 Kasım 2012 Cuma

La bebe

Dışarıda davul zurna çalıyor, üzerinize afiyet oturduğum caddede 2 pavyon 2 düğün salonu mevcut...
Her cumartesi pazar ev arkadaşımla evde kalmış kız kuruları gibi cama çıkıp uğurlanan gelin ve damatlara pirinç atıyoruz!! şaka tabi ki ne bahtsızız diye dizlerimizi dövüyoruz tabi ki de...
Pavyon ise bir başka mevzu her gece içen amcalar naralar atarak uykumuzun içine edip karanlıkta kayboluyorlar.
Rus kızlar bir otobüsle her gece mütemadiyen pavyona taşınıyor.
Sen diyor duj verecek 100 euro yani,!!!
Yooo hayır buralar şehrin unutulmuş yerleri değil tam göbeği...
Anlayacağınız Baba benim adım elvan dalton ben gezerim balkon balkon...
Korkarım şivem bile değişti, şuanda devam eden düğün biterken camı açıp la bebe sen ne ettin diye bağırıcam ya da gidip iki misket oynıcam!!

1 Kasım 2012 Perşembe

İskarpinlerim

Her ayakkabıma isim koyduğum için bana gülenler var...
Napayım bağ kurmak suç mu?
Bugünkü ayakkabılarım adı Kaygan Baba çünkü Godfather style ve yürürken kaymama sebep oluyorlar.
24 yaşındaysanız ve uğraşacak hiçbir şeyiniz yoksa hayat çok zor