28 Şubat 2013 Perşembe

daha neler

Şuaralar sürekli yeni filmler alıyorum ama hiçbirini izlemiyorum.
Geçen hafta Grease'i izledim ilk defa...
Biraz geç oldu ama...
Hayal kırıklığına uğradım resmen....
Saturday Night Fever daha güzel...
Film sanki eksik gibi... Bir tek Rizzo çok hoşuma gitti....

Ahahahah;
Rizzo: [after telling Marty that she thinks she might be pregnant] Marty, you ain't gonna tell anybody about this, right? 
Marty: Oh sure, Riz, look: I'll take it to the grave. 
Marty: [Marty turns and pushes her way past people, Rizzo following her] Coming through, coming through. Lady with a baby. 



Bu arada bahsetmiştim postcrossing'e üye olduğumu ...
Kartlar gelmeye devam ediyor;

Abu Dhabi'den

Jabonya'dan

Rusya'dan


27 Şubat 2013 Çarşamba

Severim arkadaş

Bir dizi bu kadar mı güzel olur, müziğini duydukça kalkıp dans edesim geliyor,
Kitaplarını da okuyacağım fakat serinin 3. kitabını almışım böylede malım, allah akıl fikir versin amin

26 Şubat 2013 Salı

Biri bana gelsin o da sensinnn

Komşularım olsun istiyorum,
Çay yapalım, kek, kurabiye, börek çörek allah ne verdiyse....
İçelim güzelleşelim...
Dertlerimizi anlatalım,
Pijama terlik oturabilelim...
ahh ahh

21 Şubat 2013 Perşembe

Taklit mi değil mi?

Son günlerde çok mühimmiş gibi o ses Türkiye'nin sonucu tartışılıyor..
Ayda dururken Mustafa'nın kazanması hak mıdır diye soranlar var...
Haktır çünkü ayda detoneydi, geçen sene katıldığında ben de çok beğenmiştim ama bu sene bi sevmedim...
Sevemedim.
Mustafa ise Hakim Bey'le gönlümü resmen fethetti. İş yerinde öğle arasında son ses açıp açıp dinlediğim çok oldu.
Ama o da Onur (Barış Akarsu'ya benzeyen bebe) gibi son dönem resmen Ahmet Kaya taklitçisi olup çıktı...
Oysa 1 tane Ahmet Kaya söyleseydi yeterdi...
napalım....
Yine de kazanan o oldu....
Sorun ise Ahmet Kaya yıllar önce bu ülkede bu desteği görseydi memleketinden başka yerde ölmek zorunda kalmayacaktı...
Bizler neden böyleyiz?
İlla kaybetmemiz mi gerekiyor?
İlla hüzünlü bir hikayeyle mi karşılaşmamız lazım?
Sadece değer versek olmaz mı??
Yapamıyoruz, nereye elimizi atsak bi yanlışlık çıkıyor..
Ya çok seviyoruz ya çok nefret ediyoruz.
Nerden baksan tutarsızlık*


* Ahmet Kaya Başım Belada

19 Şubat 2013 Salı

He said, if you dare come a little closer

yalan yanlış insanlara tapınıp gitmekten bıktım galiba....
şunun şurasında ne kaldı geride bırakacağım yıllara...
Şimdi yapmazsam ne zaman yapıcam ki?
Onun bakabildiği yerden bakabilmem mümkün mü?
hayatımdaki her öküze dün yapabildiğim gibi kapıyı gösterebilecek miyim?
tek derdim kurumayan ojemin bozulması olacağı günler çok mu uzak???
Peki bana söyledikleri gerçek mi??

18 Şubat 2013 Pazartesi

F. U.

biri gelse kolumdan çekse dans etsek,
ama hiç birbirimizi tanımıyor olsak,
dans bittikten sonra yollarımıza devam etsek,
metroda herkes bön bön birbirine bakacağına, kitap okusa müzik dinlese,
hayal kursa ama bön bön bakmasa..
Nezaket zorunlu bir şey olmak yerine olağan bir şey olsa.
İnsanlar sokakta dileneceklerine bir enstrüman çalsalar, bir şey satsalar, çıplak ayakla -42 de dolaşmasalar
Acındırmak için ağlamasalar...
Birbirimize güvensek ve herkes birbirine gülümsese!!



17 Şubat 2013 Pazar

Erkekler hep böyle midir?

neden sadece kendilerine iyi geleni yaparlar?
o an onlara iyi gelen şey tüm dünya için iyi mi olmak zorunda??????
neden sadece filmlerdeki gibi gözlerimizin içine bakıp bizi sevdiklerini söylemezler ki?

13 Şubat 2013 Çarşamba

WTF?

Sevgililer günü yerine;
Dünya temizlik günü olsun,
Hatta gün değil bu olay haftalık bi olaya dönüşsün,
devlet tarafından mecburi kılınsın.
İnsanlar kokmasın!!!
Allah'ım neden ter kokar insan...
Neden????
Ah ölüyorum ölüyorum şarkısını kendi kendime 700 kez söyledim...
Ama ter kokan bey abimiz hala kokuyordur.
Seven her gün sever ama şu temizlik olayı??
orta çağda yaşamıyoruz ki...
İngilizler o dönemde varilin içine koydukları aynı suda tüm aile yıkanırlamış..
hatta bir de deyim varmış banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın...
Düşünün varilin içinde(aynı suda) önce evin erkekleri sonra kadınları sonra çocukları en son minnoş bebekleri yıkıyorlarmış...
Su o kadar kirleniyormuş ki... bu deyim çıkmış ortaya...
Nerde kaldı temizlik...
Ama şimdi öyle mi?? çok bişi değil duşun altına gir iki sabun çal kafana vücuduna bu kadar?
Aziz Valentino bile mutsuz yapma böyle 

12 Şubat 2013 Salı

Malım ben

valla malım...
Güzelim tatilimin içine ettim...
Ankara'ya geri döndüm...
Anam sağolsun...
Gaza geldi aşkımız ikimizde şaşkınız durumu söz konusu şuanda...
Annem ve ben birbirimizi gaza getirdik olan bana oldu...
Ne kadar özlemiştim oysa ki İstanbul'u...
Dört gün içinde en yakın komşu kızının nişanına gittim. Kardeşim olur aslında kendisi...
Birçok arkadaş ve akrabayı ziyaret ettim.
Ve son olarak kuzeyden gelen rüzgarla ankara'ya sürüklendim...
Hayat sen ne zalimsin diyemeyeceğim çünkü kendim ettim kendim buldum...

Alıcam ya bananeeee

Arkadaşlar ben de iphone alıcam vurucam kırbacı, vurucam kırbacı!!!!
Bekleyin çok yakında gelicem

6 Şubat 2013 Çarşamba

Baştan yenik doğmak


Artık her gün gazetelerde eşinden şiddet gören bir kadın görmeye alıştık.
Öyle ki gazetelerde artık manşetten vermemeye başladı...
Gerçekten kadın olduğumuz için bir sıfır yenik mi başladık hayata?
Bundan mıdır kara çarşafa sarmaları kadınları ya da burka altına gizlemeleri?
12 yaşında kıza tecavüz eden insan müsveddeleri hala içimizde dolaşırken,
hala daha kadınlarda suç bulmaları nedendir?
Neden hafif açık giyinince namusu bozuk ilan edildik?
Neden perdesiz evlere benzetildik?
Pippa Bacca bembeyaz gelinliğiyle ne yazık ki bir soysuz köpeğin kurbanı oldu...
Amacı barışı taşımaktı,  SlovenyaHırvatistanBosnaBulgaristan bu ülkeleri geçti 
fakat "Hoşgörü Ülkesi" Türkiyeyi geçemedi 
kimileri " ne işi varmış bilmediği yerlerde hem de gelinlikle" dedi...
Kimileri ise  cehaletimize, saygısızlığımıza, hayvanlığımıza ağladı..
Ve bu sene yine aynı şey tekrar etti... 
Yine bir turist kadın, Sarai Sierra fotoğraf çekmek için ülkemize geldi ve Picca'yla hemen hemen aynı kaderi yaşadı...
Picca tecavüze uğramış ve boğularak öldürülmüştü... Sarai ise dehlizlerde ölü bulundu.. Henüz ayrıntılar tam olarak verilmedi... Tecavüze uğradığı söylendi- eşi dahi bu soruyu yetkililere yöneltti- pantolonu üzerinde değilmiş ve vücudunun çeşitli yerlerinde kesikler varmış...
Neden millet olarak böyleyiz?
En normal erkek bile iki bacak görünce hayvana dönüyor?
Çok tabu var hayatımızda...
Bundandır taksimde yılbaşı kutlamalarında yamyamların arasına düşmüş gibi hissediyor insan kendini...
Peki ne zaman bitecek bizdeki bu yamyamlık?
Hiçbir zaman...
Kadın hiçbir zaman hak ettiği değeri göremeyecek...
Hiçbir zaman gerçekten özgür bir ülkede yaşıyoruz diyemeyeceğiz....
Sadece projeler düzenlenecek.. Birkaç ünlü telefon başına geçirilecek ve okuyamayan zorla çalıştırılan, evlendirmek istenilen kızlar okula gönderilmeye çalışılacak..
Ama ne yazık ki bu ülkede kadın olmanın zorluğu hiçbir zaman anlatılamayacak...

5 Şubat 2013 Salı

Yumuk

Böyle bazı günler iş yerinde son ses müzik açıp dans etmek istiyorum,
Filmlerde olur ya sokağın ortasında insanlar biranda dans etmeye başlarlar.
Ben de herkes önemli bir şey hakkında konuşurken aniden Micheal Jackson They Dont really Care about Us şarkısının çalmasını istiyorum. Ben o anda ortaya atılıp yıllarda bu şarkıda dans ederken oluşturmuş olduğum koreografiyi yapmak istiyorum. Ya da Beyonce olabilir End of Love şarkısı... 
Bu düşüncelerim gün içerisinde ara ara geliyorlar sonra ya kızım kendine gel mal mısın diyerek geri gidiyorlar....

Onu bunu bırakın da ben pazar gezmeyi özledim... Gel abla gel diye bağıran pazarcıları...
Şu noktada aklıma bir anı geldi...
bir gün istanbul'da bizim semt pazarında geziyoruz Zeyno'yla çorapçının önünde çorap seçerken pazarcı yanımızdaki yaşlı amcaya resmen tekme tokat daldı. etrafta teyzeler öyle film izler gibi izliyorlar. Benle Zeyno Zeyna ve Gabrielle olduğumuzdan kelli tililili zılgıtla kendimizi amazonlarda hissederek pazarcıya bağıramaya saldırmaya başladık. Ne vuruyosun adama falan diye. Pazarcı ise  gayet şiveli bir şekilde :
Bırakayım sizi de parmağlasın
diye bağırdı.... Biz Zeyno'yla sessizce olay yerinden ayrıldık...
Böyle içten pazarcılarımızda var. Allah onları başımızdan eksik etmesin...


Bu da günün şarkısı olsun; 

4 Şubat 2013 Pazartesi

İnsanoğlunun sosyallikle imtihanı

Sosyallik nedir?
Dün kendi kendime bunu sordum...
Kimileri sosyalliği alkolün dibine vurmak çılgınca eğlenmek olarak görür,
Kimileri ailesiyle vakit geçirmeyi,
Kimileri kendi kendine kalmayı ne bileyim kitap okumayı film izlemeyi,
Kimileri arkadaşlarıyla sohbet etmeyi en önemli aktivite  olarak görür...
Şimdi şöyle ki cumartesi çok sevdiğim bir arkadaşım evime geldi , ben onunla kendimi o kadar rahat hissediyorum ki... yani izole bir yere gitsek o bana bildiklerini, tecrübelerini anlatsa inanın çok mutlu olurum..
Bi insan bu kadar bilgiye nasıl sahip olur? hadi bilgili olmayı bırakın bunları karşısındakine hiç sıkmadan aktarmayı nasıl başarır?
Biz onunla saatlerce sohbet ettikten sonra hayatımı gözden geçirdim... Her şeyi doğru mu yapıyorum?
İyi bir insan mıyım? Gerçekten anlattıklarıyla sizi bu düşüncelere sürükleyen arkadaşlarınız varsa onların peşini bırakmayın....
Ve aynı günün akşamında arkadaşım gittikten sonra diğer arkadaşlarla gece dışarı çıktık...
Bi mekan varmış hadi oraya gidelim dendi ve biz de oraya gittik..
Şimdi sabah kendini bulmayan çalışan ben gece eğlencenin dibine vurdum sabah 5'de eve geldim. Siz düşünün.
Ama bu eğlencenin darbeleri ağır oldu; sabah arkadaşım kendini çok kötü hissediyordu...
Ona çorba falan yaptıktan sonra da ikimiz tövbeler ettik...
Ben cumartesi gününde sonra şunu anladım ki ben hoppa eller havaya insanı değilim..
Tamam eğlenmeyi seviyorum ama bangır müzikler eşliğinde yanıp sönen baş ağrıtıcı ışıklar altında değil.. Bana şirin kafeler, ev ortamı, arkadaş sohbeti, anne kucağıyla gelin...
Fonda hafif müzik olsun karşımda en sevdiğim insanlar bir de sıcak bir kahve.. İşte ben böylece sosyallikte tavan yapmış olurum...


1 Şubat 2013 Cuma

Sümüklü kızın yakışıklı prensle sınavı

Şu yaşıma geldim,
hiç bir zaman kendimi en güzel hissettiğim zaman bir yakışıklı ile karşılaşmadım...
Hayat acımasız kötü ve zalim,
Küçükken de(lise yıllarım) ne zaman pijama-dağınık saç- terlik üçlüsü bir araya gelse bakkal yolunda yakışıklı bir çocukla göz göze geldim.. Benim başım öne eğik kaderime küfrederken o ayaklarımdaki anne terliklerine(genelde parmaklar dışarda kalır) bakmaktaydı.
Şu birkaç gündür burnum baraj sızıntısı kıvamında.. Burnumun etrafı ve dudaklarım o kadar kuru ki ikinci GOP projesi benim üzerimde uygulanabilir.
Ve ben bu en sümüklü halimle dün yolda insanüstü bir varlıkla karşılaştım..
Ne Kenan İmirzalıoğlu ne Kıvanç Tatlıtuğ...
Fakat kaderin alnıma işlemiş olduğu yazgım yine baş roldeydi...
Çocukla göz göze geldim saçlar dağınık betim benzim atmış...
o sırada bir hapşırdım allahtan elimde mendil vardı...
Ama ben hapşırınca sese arabalar yol açar, olağanüstü hal ilan edilir, gökyüzünde şimşekler çakar...
Harry Potter'ın ruh emicileri gibi ben de o çıkardığım sesle insanların ruhunu emerim...
İşte bundan mütevellit çocuk bana dünya ahiret bacımsın bakışı attı ve yokluğa doğru yol aldı...