Şu yaşıma geldim,
hiç bir zaman kendimi en güzel hissettiğim zaman bir yakışıklı ile karşılaşmadım...
Hayat acımasız kötü ve zalim,
Küçükken de(lise yıllarım) ne zaman pijama-dağınık saç- terlik üçlüsü bir araya gelse bakkal yolunda yakışıklı bir çocukla göz göze geldim.. Benim başım öne eğik kaderime küfrederken o ayaklarımdaki anne terliklerine(genelde parmaklar dışarda kalır) bakmaktaydı.
Şu birkaç gündür burnum baraj sızıntısı kıvamında.. Burnumun etrafı ve dudaklarım o kadar kuru ki ikinci GOP projesi benim üzerimde uygulanabilir.
Ve ben bu en sümüklü halimle dün yolda insanüstü bir varlıkla karşılaştım..
Ne Kenan İmirzalıoğlu ne Kıvanç Tatlıtuğ...
Fakat kaderin alnıma işlemiş olduğu yazgım yine baş roldeydi...
Çocukla göz göze geldim saçlar dağınık betim benzim atmış...
o sırada bir hapşırdım allahtan elimde mendil vardı...
Ama ben hapşırınca sese arabalar yol açar, olağanüstü hal ilan edilir, gökyüzünde şimşekler çakar...
Harry Potter'ın ruh emicileri gibi ben de o çıkardığım sesle insanların ruhunu emerim...
İşte bundan mütevellit çocuk bana dünya ahiret bacımsın bakışı attı ve yokluğa doğru yol aldı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Aaaa, gücenirim ama düşündüğünü yazmazsan