12 Kasım 2012 Pazartesi

Cesaret mi delilik mi???

Venedikten bir arkadaşımın arkadaşı "Sira" geçen hafta bendeydi...
Çok tatlı bir kız, iyi kalpli demem daha doğru galiba...
Hafta içi geldiği için gezilerinde ben ona eşlik edemedim.
Ama maşallah kızımız her yeri bulmuş, öyle ki Ulus Anadolu Medeniyetler Müzesi, Kale olmak üzere her yeri karış karış gezmiş. O gün öyle bir yağmur yağıyordu ki ben dedim hayatta bu kız çıkıp gezmez..
Yok anam çıkmış bir güzel gezmiş ve eve dönmüş..
Kalede Amerikalı bir çocukla tanışmış, oturup çay may içmişler.
Dönerken bindiği taksinin şoförü de bir güzel asılmış, bir şeyler içelim demiş...
Allah'ım bizim saftirik Sira'da adresimize kadar vermiş...Dedim canım olmadı benim nüfus kayıt örneğimi de çıkarttırıp verseydin yani..
Neyse; ertesi gün Anıtkabir'e gitti, orada bir ton ağlamış...
Mozoleye çiçek bırakan minik öğrencileri görünce dayanamamış...
Ki ertesi gün olan gün benim doğum günüm oluyor..
İş yerindekiler bana beğendiğim saati almışlar.. Casio retro...
Küçük dipnottan sonra kaldığımız yerden devam edelim;
Beraber baya dolaştık sonra eve döndük.
Ev arkadaşım bana pasta almış minnoşummm...
Birkaç arkadaş daha geldi, pastayı kestik hediyelerimi açtım hepsini çok sevdim..
Özellikle bir arkadaşım bir demet gül almış kendisi hem cinsim yani bir erkek değil...
Yalnızlığı görmüş olsa gerek.
Bu güller beni çok mutlu etti.
Saatler baya ilerleyip biz hafif bulduktan sonra dışarı çıktık..
Ehh Sira ertesi gün Kapadokyaya gideceğin için ona bir Ankara akşamı yaşatalım dedik..
Korkmayın kızı pavyona falan götürmedik.
İstese hemen karşı binada var bir kaç pavyon...
Ama kız tırsmasın, hazır Türkiye'ye aşık olmuş, aşkı nefrete dönüşmesin diye Retrox'a götürdük..
Oturduk, bir şeyler söyledik içmek için...
Problem burada başladı;
Çapraz masamızda oturan bir grup oğlan çocuğu dönüp dönüp bize bakmaya başladı.
Allah'ım ama öyle böyle bakma değil..
Öyle ki kendi arkadaşlarından biri bile " Abi kafanız mı güzel bakmayın artık" diye uyardı arkadaşlarını.
İçlerinden biri bir cesaret döndü bizim Sira'yla İspanyolca konuşmaya başladı..
Sira'da anlıyor ki İspanyolca-İtalyanca birbirlerine çok benziyorlar. Ben bile anladım çoğu şeyi...
Çocuk sonra döndü benim bi arkadaşa siz Türk müsünüz diye sordu.
Ben de dalga geçerek onlar Türk ben Erzincanlıyım dedim. 
Arkadaşlarım gülmeye başladı çünkü ben her şeyde araya Erzincan'ı katarım.
Kızlar Erzincan'dan nefret bile etmiş olabilirler.
Çocuk demesin mi aaa ben askerliğim Erzincan'da yaptığım Ankara'dan daha güzel diye!!!
Biz tabi kahkahalarla gülmeye başladık. Çocuk baya baya yazdı sonrasında.
Bunlar iki dakika sonra ayaklandılar;
Biz Cafe Bien'e gidiyoruz isterseniz siz de gelin diye sordular biz de hadi canım kolay gelsin dedik.
Çocuklar baya iyiydi ama sorun abaza olmalarıydı!
Cehalet geçici öküzlük baki derlerdi inanmazdım doğruymuş.

Benim asıl takıldığım nokta Sira...
Bu kız hangi cesaretle hiç dilini bilmediği bir ülkeye çıkıp geliyor?
İngilizcesi de yarım yamalak..
Onu bunu bırakın kız couchsurfing de bulduğu evlerde de kalıyor. Hay maşallah,
ben olsam korkudan altıma etmekten gece uyuyamam ki...
Allah hepimize deli cesareti versin inşallah

4 yorum:

  1. Hayata bakış acılarımız farklı ondandır yabancılarda ki rahatlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. doğru biz aman şu ne der aman şöyle yapsam insanlar ne düşünür diye çok takıyoruz

      Sil
  2. Onlardaki macera ruhu biz de yok ki:)
    Deli cesareti yanında, o cesareti kaldıracak anne baba lazım bizlere:)
    Doğum günün kutlu olsun bu arada:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Nesrincimm
      Anne baba olayı gayet doğru bi nokta:)

      Sil

Aaaa, gücenirim ama düşündüğünü yazmazsan