29 Ağustos 2012 Çarşamba

Silsile

Karmaşıklık insanın doğasında var. Sadece bir evet ve ya hayır demekle olmuyor tüm sorunlar çözülmüyor ne yazık ki!!!
Istırap çekmektense hadi bari karşımdakinin dediği olsun derseniz çoktan başınızı eğmiş köleye dönersiniz.
Hayatın anlamsızlığını kabul etmektense biran önce ileriye adım atmalı ve yaşanması gerekeni yaşamalısınız.
Yok, ben böyle iyiyim; zaten başıma gelen gelmiş, bundan sonra iflah olmam diyorsanız, elinize bir etiket alın üzerine malım yazın ve alnınıza yapıştırın.
Hiçbir şey size engel değil, evet karmaşıklık her daim mevcut fakat siz ruhunuzun ve kalbinizin ışığını takip ederseniz mutluluğu er geç bulacaksınız.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Geçen gün

Fıkra başlangıç cümlesi gibi oldu geçen gün bir İtalyanla tanıştım.. Yakışıklı allah sahibine bağışlasın bana bağışlayamaz çünkü çocuk kızlardan hoşlanmıyor allahım sen bana sabır ver... Niye mıknatıs gibi çekiyorum bunları ben. tamam birkaç yakın arkadaşım var böyle eşcinsel olan ama yakışıklısını görünce lanet ediyorum onların ve kendi kaderime.

16 Ağustos 2012 Perşembe

açılın açılın yüzyılın genci geliyor

Saçlarımı turuncuya boyatıp kaşlarımı simsiyah bırakasım var, öylesine boş verdim bu aralar:)
Alışveriş yapmak istiyorum;
Kredi kartı borcu altında boğulmuş durumdayım...
25 Ağustosu dört gözle bekliyorum neden mi Ankaralı bebeler olarak bir buluşma ayarladık, zira Erzincan'da doğdum İstanbul'da büyüdüm fakat ben de artık Angara Birdz hissediyorum kendimi,
La bebe diye enseye şaplak atasım var:)
Kızları çok merak ediyorum;
Ankara'da arkadaşlarım var ama yeni insanlar yeni yeni yaşamlar, gülen yüzler keşfetmek istiyorum.
Şimdiden uyarayım seversem bırakmam niahahhahahaha

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Saygılar

Sevgili Laf Salatası beni mimlemiş;
Kendimizi 15 yıl sonrasında hayal etmeliyiz;
Gözlerimi kapatmama gerek yok şekerler zira ben her gece geleceğim düşünü kurmaktayım.
15 yıl sonra 2027 yılının Ağustos ayında tamda bu saatlerde;
Ben yanımda biricik  kocamla (dinimiz amin) Italians filmini izlicez.
Romantik bir film değil.
Sonra ben ona filmi dondurup; allasen kocacım bana Vespa alsana diye zarf atıcam o da ayyy benim canım ciğerim kuzu sarmam sen yeter ki vespa iste ben sana almam mı diyecek!!!
Ahh ne mutluyum;
Sonra film bittikten sonra ben kalkıp bi evi toplayacağım;
Ahh anam bu bana ondan yadigar bir özellik genetik napcen?
Annem karanlıkta evi süpürür siler çay demler.. Böylede garip bir insan.
Huy çeker:)
İşte benim 15 yıl sonraki halim bu;
Bu arada çocukları uyutmuşum tabii;
Evli mutlu çocuklu;
ve o zamana kadar Demet Akalın gibi şarkıcıların (sanatçı kelimesini kullanamam kusura bakmayın) neslinin tükenmesini diliyorum:)

9 Ağustos 2012 Perşembe

Mim

Sevgili Bricit beni mimlemiş, biraz geç oldu ama olsun:) İşte garip sorular;

Çaresi bulunmayan bir hastalığa yakalandınız ve bunun sonucunda yaklaşık 1 yıllık ömrünüzün kaldığını öğrendiniz. Kalan 1 yılınızda ne yapardınız ?
Kemal Sunal bir filminde çok az ömrünün kaldığını zannediyordu. Kazandığı parayı falan umumi tuvalete yatırmıştı. Bende böyle şeyler yapardım herhaldeama önceliğim bir insan var; bir güvercin bulup onu eğitip her gün o insanın kafasına pisletirdim ahahaha. 

Fobileriniz , takıntılarınız var mı ? Varsa neler ?
Çok garip takıntılarım var ;1. Akşam evde kimse yoksa bulunduğum odaya kapanır(gerekli malzemelerle) daha da o odadan çıkmam 2. Evde birileri varsa gece uyurken kapıyı kapatamam. İşte ben böyle de bir malım:)

Bir sabah kalktınız ve dünyada hiç bir insan olmadığını öğrendiniz, ne yapardınız?
ooo ne yapmazdım ki? Kitapçı falan soyardım ama sonra sıkılırdım... Geyik yapacak kimse yok, Annem Babam Kardeşim .... Yok yok ben böyle iyiyim. 

Dünyayı dolaşmak isteseniz hangi ülkeden başlardınız ? Neden ?
Öncelikle İngiltere'den başlardım.. Oradaki şatolar malikaneler çok hoşuma gidiyor. Ayrıca kapalı havası da tam bana göre. 

İtiraf edin prens/prenses e dönüşür diye kaç kurbağa öptünüz ? 
Şuana kadar sadece bir ayıyı; çalmadan oynar bizim ayılar müziği eşliğinde eğitmeye çalıştım ama nafile bir çabaydı.

En son yaşadığınız küçük düşürücü , unutamadığınız olay ?
Allah'ım hatırladıkça mideme kramplar giriyor. Bir davet için cevabı davetin ertesi günü verince karşımdaki yabancı çocuk krize girdi telefonda ve kapatmamı bile beklemeden döndü arkadaşlarına kendi dilinde anlattı olayı kopan kahkahayı annem bile duymuştur istanbulda..

Asla yanınızdan ayırmadığınız 3 şey ?
Acil durum paketim(içinde ne ararsan var; selpak, ped..), kitabım, rujum:)

Hayatınızın bir kitap/ film olmasını isteseydiniz hangi kitap/film olmasını isterdiniz ?
Kitap olsaydı David Safier'in Aniden Shakespear kitabı olsun isterdim. Çok güzel...Film ise herhalde Cennetimden Bakarken filmini isterdim çok hüzünlü....

En yakın arkadaşınızın bir uzaylı olduğunu ve sizi ilk denek olarak kendi gezegenine götüreceğini öğrendiniz, ne yapardınız ? 
Giderdim ve onlara türk gelenek göreneklerini aşılardım. Böylece uzayda ilk mangal partisini ben vermiş olurdum. Erişte bile yapardık ajajaj

İsviçreli bilim adamları görünmezlik hapını buldu ve siz bu hapı kullanan ilk kişisiniz. Hapı kullandıktan sonra yapacağınız ilk şey nedir? 
Valla billa Ahmet Kural'ın yanına giderdim. Kedi canını senin

Kendimizi kötü hissettiğimizde yaptığımız şeyler?
Hemen fona hüzünlü bir müzik açarım, biraz ağlarım, sonra hareketli bir parçaya geçip dans ederim. Dışarıdaysam bir kitapçıya uğrarım ve en azından bir kitap alırım. Deniz kenarındaysam saf saf denize bakarım.
Kuzenimi ararım onla ağlaştıktan sonra o zaten beni güldürür...:)

İsteyen herkes bu mimi cevaplayabilir en azından okuyanları zorunlu tutuyorum nihahaha 

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Çabucak bitiyor her şey, mutsuzluk dahi...

En son yazımı Alevilik üzerine yazmışım, sonra Malatya konusunda yakınmışım... Ardından Başbakan çıkıp birkaç bir şey söylemiş yine bir ucube kelimesi geçmiş aradan. Artık dinlemiyorum sıkıldım manasız geliyor her şey...
Kendini yırtmanın bir anlamı yok diyerek hayatıma devam ediyorum. Zaten olimpiyatlarda da bir halt yaptığımız yok. 100 kişiden bir güreşçi bir şeyler yaptı, E yani onu da yapsın artık.
Bu hafta sonu kuzenimi görmek için İstanbul'a gittim. Sadece 2 gece hiçbir şey anlamadım... Kartal sınırları dışına çıkmadım. Şöyle söyleyeyim İstanbul Kartal'ın yarısından çoğu Erzincanlı buda benim yolda yürürken mutlaka bir akrabaya, tanıdığa denk gelme ihtimalimin %100 olduğu anlamına geliyor. Dolayısıyla el sallamaktan ve selam vermekten yorgun düştüm:)
Onun dışında bu aralar Lisa Gardner'ın Saklambaç'ın okuyorum elimden bırakmakta baya zorlanır oldum, okuduğum en iyi kitaplardan biri.
Bir başka kuzenim ise Ankarayı görmek suretiyle benimle buraya geldi. Olgunları gösterdim çılgına döndü. Umarım yengem bu turistik faaliyetten dolayı fazla sinirlenmez zira kuzenim şimdiden 100 lirayı gözden çıkarmış durumda.. O kitapları nasıl götürecek, işte o konuda hiç bir fikrim yok...
Benden bu kadar. Bu arada Bricitim beni mimlemiş en yakın zamanda cevaplayacağım....

1 Ağustos 2012 Çarşamba

İtalyan Enteller, Amerikan Danteller

sayısız denemeler sonucu aşk konusunu sonsuza dek kapatıp(mübalağa) kendimi kültür sanat etkinliklerine veriyorum. Ahh tabi ki yalan zira benim kültür sanat etkinliklerim genelde arkadaşlarla makara yapmak ve kitap okumak. Şu aralar zaten zihin bulanması yaşıyorum aşk biraz bekleyebilir gerçi gözüme birkaç yakışıklı kestirdim fakat emin değilim. Biraz daha düşüneyim tabii onlar da beni bekliyorlardı ya!!! Hey Allah'ım!
Abiler, ablalar hepinizi saygıyla selamlıyorum, aşık olanları ve karşılık bulanları kıskanıyorum(ama şirin bi kıskançlık bu) ayda 10 kitap okuyanlara şaşkınlıkla bakıyorum ve gıpta ediyorum, tatile gidip fotoroman bastıranlara Ankara karasal iklimini gönderiyorum.